

30 Ocak 2011 Pazar
kazık kadar olup da hâlâ öğrenemeyenlere

Labels:
boşvernist,
kravat
29 Ocak 2011 Cumartesi
children of men (2006)

görsellik konusunda filmin bir efsane olduğundan bahsetmem gerekiyor sanırım: görsellik derken efektler filan değil efendim, ışık kullanımıi kamera konumu gibi gibi. film boyunca duvar yazılarına dikkat edelimi de satır arasında vermiş olayım
clive owen'ı derailed'da olduğu gibi yine derbeder görmekteyiz fakat bu sefer derbederliğin dozajı daha fazla gibi alt resimde clive abimizin dedektöre girmeden cebinden çıkardıkları, zippo değil de clipper tercih ediyor oluşuyla gönüllerimizi fethetti zaten.

derken dikkati başka bir noktaya, sigara paketine çekmek istiyorum; çünkü filmde kahramanımızın sürekli içtiği sigara olan higham sigarası tarantino'nun "red apple"ı gibi gerçekte var olmayan dekor sigaralardanmış ilgilerinize bilgilerinize sunulur.
o kadar uzun uzun yazdım ama filmin konusundan da bahsetmemişim, neyse onu da zaten her yerden açıp okuyabilirsiniz ne gereği var şimdi benim tekrar etmemin bir de ekstra olarak bildiğim kadarıyla türkiye sınırları içerisinde herhangi bir tiyatro oyunu çıkmadı, dipnot geçmiş olayım eski sevgilileri yeni sevgililer bulmuş olan arkadaşlara =P
Labels:
boşvernist,
yedinci sanat
13th floor(1999)

ana karakterimizin -modellenmiş- dünyanın sonuna vardığı işbu sahne için severim bu filmi, her ne kadar yüzeysel kalan bir film olsa da: gerek konunun işlenişi, gerek çekimlerin "elimizdeki bütçe bu kadardı abi, para vardı da biz mi çekmedik daha iyisini" diye bas bas bağırması...
"simülasyon ve simülakra kavramları üzerinden çok iyi bir temelle çıkıp da o geliştirmelerde zayıf kalınmış bir fikre sahip gibi gibi geldi bana film" demeden de geçilmez şimdi. sonra "belki bi gün ben de dünyanın sonuna varıp aslında her şeyin bilgisayar programında yapılmış bi kaç milyonlarca-milyarlarca-trilyonlarca modelden ibaret olduğunu anlarım" düşüncesi kafamın bi yanında dönüp durur şu film izlendiğinden beri.
Labels:
boşvernist,
yedinci sanat
16 Ocak 2011 Pazar
birdy(1984) ve bir tesadüf

işbu birdy adlı 1984 yapımı filmi izlenecek filmler listeme eklenmiş olup da uzun süredir izlemeye fırsat bulamadığım bir film olmakla beraber izlememiş olduğum hâlde film isteyen arkadaşlarıma çekinmeden önermekte olduğum film idi. taa ki, bu akşam karşılaşmış olduğum duruma kadar:
filmi önerdiğim arkadaşlarımdan biri şehir tiyatroları sayfasına bakarken, aynı senaryodan bir adet oyunun mevcut olduğunu görüp, tam o sırada kafasında "aa boşvernistle buna gitsek ya" düşüncesini gezindirirkene anlamsız anlamsız oyundan kareler kısmına bakmak suretiyle o vurucu noktayı yakalar: kendisinin eski sevgilisinin yeni sevgilisi tiyatrodaki oyunda rol almaktadır.
boşvernist olarak yine şanssız bir tesadüfe sebebiyet vermenin acısını yaşar iken bi anda saçma tesadüfler yaratacak ortamı hazırlamak, hazırlanmasına katkıda bulunmak benim özel bi yeteneğim mi diye de düşünmeye başlamadım değil. kırılması gereken noktalarda hep yanlış tarafa kırılmış bi hayata sahip biri olarak, çevremdekileri de etkilemeye başladığımı düşünmek hoşuma pek gitmiyor gibi:
belki artık insanlara önerilerde bulunmayı bırakmalıyım,
belki de hepsi sadece kötü şanstan ibaretti...
belki artık insanlara önerilerde bulunmayı bırakmalıyım,
belki de hepsi sadece kötü şanstan ibaretti...
sonuç olarak aslına bakılırsa tesadüfler kötü olsa da iyi olsa da çoğu zaman komik gelmiştir bana diyeyim ve daha sonra "tesadüfler" konulu bir post için bunu yarım bırakıp da susayım.
Labels:
anı,
boşvernist,
tesadüf,
yedinci sanat
10 Ocak 2011 Pazartesi
3 Ocak 2011 Pazartesi
total recall (1990)

90'ların ortalarında Show TV'nin fazlaca vermesinden ötürü tırt film sandığım işbu filmi yıllar sonra tam olarak izleyince içimde Paul Verhoeven abime bir özür isteği belirdi. benim gibi önceden tırt film sanıp da izlemeyen insanlar için uyarı olsun bu da, kendisinden sonra gelen birkaç iyi filmi(hap sahnesi: matrix, hafıza silme: eternal sunshine of the spotless mind) etkilemiş, güzel bir filmdir efendim; izleyiniz, izletiniz.
konusu ya da özeti: insanlara gerçekçi rüya deneyimleri satan bir şirkete başvuran gayet sıradan bi işte çalışan abimizin başına gelenleri anlatır. senaryonun kesinlikler üzerine oturtulduğunu söyleyemeyiz, izleyenin yorumuna kalmış bir gerçek-rüya algısı mevcuttur.
dipnot: işbu kafa bölünme resmi filmle ilgili aklımda eskiden beri en yerleşmiş sahne olduğu için konmuştur.
Labels:
bilimkurgu,
boşvernist,
yedinci sanat
kafka (1991)

Labels:
boşvernist,
yedinci sanat
22 Aralık 2010 Çarşamba

Labels:
anlamsız karalamalar,
boşvernist,
sigara
21 Aralık 2010 Salı
kimse michael stipe gibi zıplayamaz
-son günlerde hayat enerjimi sağlayan işbu videoyu kontrasakalda yayınlamamak, kabul edilemez bir hata olurdu-
Labels:
boşvernist,
r.e.m.,
zıplamak
18 Aralık 2010 Cumartesi
15 Kasım 2010 Pazartesi
13 Kasım 2010 Cumartesi
12 Kasım 2010 Cuma
hitler birimi
mevzu biraz karışık. özet geçicem. reddit'tekiler düşünmüş. enteresan bi fikir.
hitler bir ölüm birimi... şimdi şöyle; hitler'in öldürdüğü kişi sayısını
6 milyon kabul edersek;
bu durumda 1 hitler de 6 milyon = 6*106 ölüme eşit oluyormuş.
SI öneklerini birimimize uygularsak, 1 hitler = 103 milihitler = 106 mikrohitler yapar. bu durumda bir kişinin ölümü;
1/6*106 hitler = 1/6 mikrohitler = yaklaşık 167 nanohitler demek.
12 kişiyi öldüren bir seri katili düşünün. bu, katilimiz 2 mikrohitlerlik iş yapmış demek.
reddit'teki orijinal metinde, abd çevre koruma kurumunun son açıkladığı rakamlara göre bir insan hayatının 6,9 milyon dolar = 6,9*106 dolar değerinde olduğu, bu durumda 1 hitlerin 6,9*106*6*106 = 41.400.000.000.000 dolarlık kayba; yani -41.400.000.000.000 dolara eşit olduğu; buna göre bize 100 dolar borç çıkaran bir bankanın bizi 242 pikohitlerlik bir şiddette ayaküstü ***tiği ve bu durumda banka çalışanına tezgahın arkasında küçük bir auschwitz bulundurup bulundurmadıklarını sormamız gerektiği de yazıyor (sayıları değiştirdim ben de)
başka birimler de türetilmiş tabi... hitler görevde bulunduğu sürece saniyede 0,018 ölümden sorumluymuş. buna göre 0,018 ölüm/saniye de 1 hitler saniyesi oluyor.
örnek soru: 100 kişinin öldüğü bir saldırı, kaç hitler saniyesi sürmüştür?
cevap: 100 / 0,018 ≈ 5555,6 hitler saniyesi ≈ 92,6 hitler dakikası = 1 hitler saati 32 hitler dakikası 36 hitler saniyesi.
Labels:
birim,
moroff,
saçmalamaca
31 Ekim 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)