26 Mart 2010 Cuma
yarın veya bugün ya da dün
mart ayının sonuna geldiğimiz şu günlerde aslında mart ayının nasıl geçtiğini pek fark ettiğimi söleyemem. her gün aynı yataktan kalkmama tribi. öküzlemesine saatlerce uyusam da yorgun olmak, hiçbir şey istemezlik, aslına bakılırsa uyumak da istemiyorum. hiçbir şey yapmamaya en yakın şeyin uyumak olması beni yatağımın içine doğru çekiyor sanırım.
istememek dedim de, isteyerek yaptığım bir şeyler de yok aslına bakılırsa, okula gitmek istemiyorum, yolculuk yapmak istemiyorum, tanıdıkları görmek istemiyorum, kalabalığa karışmak istemiyorum, evden dışarı çıkmak da istemiyorum, evde oturmak da istemiyorum, film izlemek istemiyorum, kitap okumak istemiyorum, yeni bir şeyler öğrenmek istemiyorum, yeni birileriyle tanışmak istemiyorum, yemek yemek istemiyorum... şu sıralar tek isteyerek yaptığım işin sigara içmek olduğunu farkettim, aslında onu da istemiyorum ama istemediğimi içmeye başlayıp son bir iki nefese gelince farkediyorum. ilk nefes, insanın canının istemesi için yeterince iyi bir his sağlamakta sanırım. ne kadar uzun zaman ayrı kaldıysan o kadar sıkı sarılışı var ya ciğerlere bi de, ibnenin.
bu yazıyı dün ya da üç hafta önce ya da çok mucizevi bir şeyler olmadığı sürece iki gün ya da üç hafta sonra da aynı şekilde yazabilirdim, bugün yazmış olmamın bugüne özel hiçbir yanı yok. özel hissetmesin o da kendini diye diyorum. merak ederim aslında günler kendilerini hiç özel hissederler mi? biz onlara "doğum günü, yıl dönümü" gibi gibi anlamlar yükleriz; ama onlar farkederler mi bunu? ne bileyim çok önem verdiğin, gelmesini beklerken gecesinde uyuyamadığın bir gün: mecburiyetten uyanışını izleyeceğin gün. senin için güneşi en güzel hâline getirip de öyle doğurur mu ve de sabah serinliğini sersemliğini aldıktan hemen sonra yokedip birden içini ısıtacak olan güneşin önünden bulutları çekiverir mi...
Labels:
anlamsız karalamalar,
boşvernist
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
şimdi burda "dünyadaki insanlar şöyle böyleyken haline şükretmelisin" geri zekalılığını yutturmaya çalışmıycam sana tabi ki de.
tek çözümün dışarı çıkmak. evinde göt büyüterek hayata yeni bir başlangıç yapanını görmedim. şimdilik bu kadar.
ya yeni başlangıçlara gerek yoksa
Yorum Gönder