29 Nisan 2011 Cuma

yaratmak derken?

"insan kendi şansını, kendisi yaratır"

işbu sözü kim söylemiş ise onu bulup da; "nerede yaşıyon, hangi kafada yaşıyon" diye sorup akabinde "yok öyle bişi abi, demedim ben" dedirtene kadar dövsek ya, şöyle güzelce.

bir şey merak etmiştik?

zevkin sefanın en coşkun döneminde yaşamış olan david bowie abimin ne ara dönemin meşhur alemlerinden vakit bulup da "the man who sold the world" ve türevi depresif şarkıları yazdığını cidden çok merak ediyorum. "özünde büyük derbedermiş herhalde lan" diyip geçiyorum aslında içimden.

16 Nisan 2011 Cumartesi

penguenlerin evcilleştirilmeme sebepleri

bugüne kadar hep "yaa evimde penguen beslemek istiyorum ama n'apıcam, nasıl olacak?" dediyseniz, önce bunları okuyun.
  • temel besin kaynakları canlı balık (sürekli hazır bulundurmanız gerekli; bu yüzden bir akvaryuma ya da evinizin çok yakınında bir balıkçıya ihtiyacınız olabilir). bunun dışında vitamin takviyelerine de ihtiyaç duyabilirler.
  • birçok hastalığa yakalanma riski taşıyorlar (evinizde bir adet veteriner de bulundursanız iyi edersiniz, kaldı ki kaç tane veterinerin penguenlerden anladığı da tartışılır).
  • (kendiniz bir yerlerden bir tane aşırmadıkça) pahalılar
  • tuzlu ve suyu sürekli taze tutulan bir havuza ihtiyaçları var
  • çok düşük sıcaklıklarda yaşamaya alışıklar
  • ayaklarının sağlığı için, eviniz taş zemine sahip olmalı
  • yılda iki kez tüylerini döküyorlar
  • koloniler halinde yaşadıkları için bir tanesini barındırmak depresyona girmesine neden olacaktır... depresif bir pengueni kimse istemez
  • ...ve en önemli madde: sürekli osuruyorlar ve osurukları iğrenç kokuyor
kaynak: çeşitli siteler; [1] [2]

    fazla uzun ಠ_ಠ

    http://en.wikipedia.org/wiki/Toilet_paper_orientation

    bu ne lan şimdi?! BU MAKALE NEDEN BU KADAR UZUN?! hayır, biri bana izahını yapsın demiyorum çünkü;

    1. kimse bana bunun tatmin edici bi açıklamasını yapamaz
    2. blog'u zaten kimse okumuyo.

    hadi şimdi dağılın

    edit: sonradan fark ettim de wikipedia'nın tuvalet kağıdı fetişi var:

    http://en.wikipedia.org/wiki/Hotel_toilet-paper_folding

    15 Nisan 2011 Cuma

    muz sanatı ya da oymacılığı

    bazen bi sanat eserini çarpıcı kılan, yalnızca unsurunun sıradışılığı olabiliyo. yıllar öncesine ait bi umut sarıkaya karikatürü geziniyo hafızamda; keçileri kaçırmış bi sanatçının çırılçıplak halde kendisini sergilediği. orada amaçlanan yalnızca durumun abzürtlüğüne okuyucunun gülmesini sağlamak olsa da; birkaç şimşek çaktırmıştı benim kafamda vakt-i zamanında. hani yalnızca "bu neden daha önce düşünülmemiş, acaba düşünülmüş de ben mi habersizim, hani, nerde?" gibisinden düşüncelere gark etmiş değil; sanatın sınır tanımazlığını kavramam açısından da iyi bi örnek teşkil etmişti. hey yavrum hey.

    farklı örneklerini şuradan ve google'da banana carvings şeklinde arama yaparak görebilirsiniz; sanırım.

    7 Nisan 2011 Perşembe

    yoda hala



    YODA HALA (kısa film, türkiye, 19??, dram)

    tema: sistem eleştirisi.

    konu:

    vedat ve hale, birbirini seven iki yaşlıdır. içlerinden yalnızca hale'nin ailesi vardır. mutsuz bir evlilikleri ve asla görmedikleri çocukları olur. hale'nin ailesi çeşitli işlere burnunu sokar. olaylar gelişir.

    yorum:

    yoda hala rolündeki teyze, üzerinden ayrılamadığı koltuk, körü körüne bağlı olduğu fikirler ve başka insanların kaderini büyük ölçüde değiştirebilen kararlarıyla günümüzün politikacısını açık bi şekilde temsil ediyo. biz asla farkında olmasak bile hayatlarımızın aslında nasıl da "yoda hala"ların elinde olduğu çarpıcı bir şekilde ortaya konmuş. ayrıca bedduaya karşı olan bi insanın bi çırpıda ölüm emri verebilmesi de dincilerin iki yüzlülüklerine parmak basıyo.

    aslında hiçbirimizin hayatta rollerini yeterince iyi oynayamadığı gerçeği, filmdeki kötü oyunculukla başarılı bir şekilde yüzümüze vurulmuş bu belki de sinema tarihinde bir ilk; ancak kuşkusuz dahice bir düşünce.

    artık en alakasız savaş filminde bile bi şekilde kendine yer edinmeyi başaran "aşk" kavramıysa bu filmin akışı içinde de devamlı olarak gözümüzün içine sokuluyo. diğer açılardan beni oldukça tatmin etmiş olan yönetmenin bu popülerleşme çabası karşısında açıkçası hayalkırıklığına uğradım. hikaye biraz daha farklı kurgulanıp, "yoda hala" kavramına birazcık daha vurgu yapılabilirdi. yine de, bütünüyle değerlendirildiğinde, YODA HALA uzun yıllar klasikler arasında yerini almayı hak edecek cinsten bir eser. 10/10


    dipnot: moroff'un facebook üzerinden yapıp da buraya taşımaya üşendiği işbu yorumu taşımış bulunmaktan zevk duyarım.