24 Mayıs 2008 Cumartesi

bunu ben yazdım

bu blog'a ciddi bir şeyler yazmak için başlamıştık aslında. en azından benim kafamdan bu geçiyordu. yani -varsa- blog'u açma amacımızı hâlâ bilmiyorum, ama nedenimiz her türlü şeyi yazabileceğimiz bir yerin olmasıydı. sonrası malum. (bu paragrafın sıradaki cümlesini -ve hatta ondan sonrakileri de- yüzünüzü mümkün olduğunca buruşturup bir şeylere çok sinirlenmiş insan ifadesi takınarak okumanızı tavsiye ederim) ilk dört yazımızın dördü de birbirinden ciddiyetsizce, meymenetsizce, rezilce, terbiyesizce yazılmış... "yazı" demeye dilim varmıyor. iğrenç, iğrenç. bi' görseniz... insanlığımdan utandım bunları görünce. bunları yazanlara yazar demem, insan hiç demem... insan değiliz. utandım.

işte yine sapıttım. ciddiyetsizlik had safhada.

ben böyleyim galiba biraz, en ciddi olmaya çalıştığım anlarda bile başaramıyorum ve bu kendime sinirlenmeme yol açıyor. başkaları yüzünden ortaya çıkan sinirimi kendime yöneltiyorum bu defa ve soruyorum kendime: "ben neden sinirlenemiyorum hiçbir şeye?"

işte yine sapıttım. konunun benimle uzaktan yakından alakası yoktu ki.

bu blog'da hayatın her türlü hâlinden, hatta mümkünse bin ikinci hâlinden söz etmek istiyoruz biz. bin iki olmasa bile gördüğümüz tüm hâllerini yazmak istiyoruz... ciddi bir şekilde ya da değil. bu yüzden -en azından ben- bundan sonraki yazılarımda logomuzdaki adamla röportaj, ya da blog'u neden açtığımız gibi konuları bir yana bırakıp filmler, müzik grupları, çarpışan arabalar ve penguenler gibi daha gerçekçi konulara girmek istiyorum.

bu yazı da çok mu ciddi oldu ne?

18 Mayıs 2008 Pazar

logomuzdaki önemli şahsiyetle röportaj

kontrasakal ismi nereden geliyor? logomuzdaki marx ile arka sokak barı gitar çalıp söyleyen şarkıcısı imajlı bol kıllı dayı, sorularımızı içtenlikle cevapladı.

kontasakal ekibi: iyi günler.
logomuzdaki marx ile arka sokak barı gitar çalıp söyleyen şarkıcısı imajlı bol kıllı dayı: iyi günler gözüm.
ke: efendim öncelikle sizi tanıyalım.
lmiasbgçsşibkd: adım haydar. 42 yaşındayım. özellikle anlatacağım bi özelliğim yok. boş zamanlarımda yukarda duruyorum, üç beş kuruş geçiyo elime.
ke: yorucu bir meslek olmalı?
lmiasbgçsşibkd: çok yorucu. hep aynı noktaya odaklanıyorum. şaşı olma tehlikesi var. en çok da gözlerimi kırpamamak yoruyo. gözlerim kapalı durayım dedim, olmaz dediler, dinlemediler.
ke: kolay gelsin... eh peki... daha fazla uzatmadan herkesin cevabını merak ettiği soruya gelelim... kontrasakal ismi nerden geliyo?
lmiasbgçsşibkd: sakalımdaaan? (burada yüzündeki şaşkın ifadeyi gizleyemediğine tanık olduk, adeta içinden "nasıl yani?" der gibiydi)
ke: yani sizin sakalınız için mi koskoca blog'un ismi "kontrasakal" efendim?
lmiasbgçsşibkd: ee... evet, bana öyle olduğunu söylediler. yani "kontra" ne demek bilmiyorum zaten, kontra atağı bilirim, futboldan.
ke: sanırım röportajın sonuna geldik... kontrasakal okuyucularına söylemek istediğiniz bir şey var mı?
lmiasbgçsşibkd: bizi izlemeye devam etsinler, derslerine çalışsınlar, dişlerini fırçalasınlar... eee... sonra...

(...)

evet. gördüğünüz üzere röportaj bizim adımıza tam bir hayalkırıklığı oldu. özellikle o cevabı çok merak edilen "kontrasakal ismi nerden geliyor?" sorusu için tatmin edici bir cevap alamadık. yine de en azından logomuzdaki bu önemli şahsiyetle sohbet etme fırsatı bulduğumuz için kendimizi şanslı hissediyoruz. bir dahaki yazıya kadar görüşmek üzere. kendinize iyi bakın.

17 Mayıs 2008 Cumartesi

güzel bi pazar günü,güzel güzel İst. Moderne gidip filmler izleyip üstüne bi de güzel bi sergi gezmek istemeyen adamın derdi nedir?

Şimdi bu soru cümlesinin kalıbının içerisindeki "adam" kelimesinin kapsamı şu satırların yazarı olan"boşvernist" kod adlı kişi olmaktadır önce onu belirtelim.Sorunun sorulma sebebi ise kendi bölümdaşlarının "Gelsene laa yarın İstanbul Modern beleşmiş,rehber de varmış,film yayını falan da varmış."Şimdi bu adamın derdi nedir onu açıklamaya çabalayalım öncelikli olarak bu adam kafasında 4-5 gün sonra teslim olacak ödevlerini yapmak gibi bi plan olan ödevini yapma aşkıyla yanıp tutuşan ama nedense hep son güne hatta son geceye kadar ödevlerine başlamak için bi türlü o içsel kıvılcımı çaktıramayan biri her seferinde "hayır ya bu sefer öyle olmayacak","bu sefer harbiden erken bitirip keyfime bakıcam gerçekten laa,bak gerçek" falan diye bu sefer gerçekten moda girmiş gibi duruyo üstelik.Neyse konunun ikinci boyutuna gelecek olursak bu adam miskin biri haftasonu yapılabilecek en mükemmel olayı bütün haftasonu evde oturarak değil evde yatıp uyur vaziyette geçirmek derecesinde miskin hem de.Sonra İstanbul Modern'e de böyle beleş olduğu bi günde gitmek de saçma geliyo lan bi kere istanbul modern tatilya değil ki... böyle beleşken gidene entel kesimden böyle bi " hıh(burun kalkık vaziyette aşağılar bi bakış ilen birlikte,kafasını hafifyana çevirdikten hemen sonra) bedava olmasa bunlar nerede görür burayı" gözüyle bakma durumu olacakmış gibi geliyor bana.Hem teey küçüklüğümden beri bi yer bedava olursa kesin bi bokluk olur gibi bi hissiyatım var benim sevmiyorum abi beleşçiliği.
Ondan sonra bi de bu sanat sergileri olaylarında rehber olayına kıl olan biriyimdir.Abi sanat nedir?Bi insanın bişiden etkilenip ortaya başkalarını etkileyecek bişi koyması,ortaya konan bi eserin ben de bıraktığı etkilerle yapanın hissiyatının,ortaya çıkan şeyin tamamıdır bence.Yani etkisel bişi yani beni bırak da kimse demeden bi resme ya da heykele bakayım bişiler annayayım etkileneyim.Sonra istersem bilgi alayım hakkında bakayım ben yeterince kavrayabilmiş miyim ya da sanatçı anlatabilmiş mi bana göre.Ben öküz müyüm yani o rehber açıklama yapmadan etkilenmiyecem hiçbişi annamayacağım.Bence o rehberler bok gibi parası olup da son derece sosyetik bi ortamda "ay sen ................. (lütfen boşluğu bol sosyetiksel bi sanat galerisi adıyla doldurunuz)sanat galerisini gezdin mi,bence bütün tablolar harikuladediydi"şeklinde sayıklayan kokoşlar için sanki biraz ne bilim öyle geliyo işte.Sonuç olarak gelmiyorum kardeşim ben beleş olduğu günde İstanbul Modern'e bahanelerim var benim.

neden "Kontrasakal"?

Şimdi bir neden niçin sorgulaması da Kontrasakal ismi için yapacak olursak yine üzerinde çok düşünülmüş cevaplar alabileceğini sanmıyoruz açıkçası.Manası nedir bu Kontrasakal ın falan derseniz öyle hemen açıklanabilecek birşey değil yani biz açıklasak da insanların algı düzeyleri buna yeter mi bilemiyoruz.Hem içinde yaşamakta olduğumuz toplum bu tarz şeylere açık değil sanki daha.Manasından çok söylenişine bakın.Sölenişi güzel "abi işte Kontrasakal","Kontrasakal abi boru mu","çok sağlam bişileri çağrıştırıyo" falan filan.Normal sakalla falan filan da alakası yok bunun.Her ne kadar o blogun üst tarafında yer alan marx ile arka sokak barı gitar çalıp söleyen şarkıcısı imajlı bol kıllı dayı resmini koysak da.Kontrasakal adıyla ilgili olaraktan kamuoyunu şimdilik ancak bu kadar aydınlatabilirdik ve onu da yaptık kanımca

ilk yazı (neden?)

bugün milyarlarca insanın neden yaşadığı sorusuna cevap bulamadığı bir dünyada yaşadığımız düşünülürse (hatta insan dışındaki hayvan, bitki, mantar, tek hücreli gibi diğer canlıların da bu soruyu cevaplayamayacaklarını hesaba katınca çok daha trajik bir durumda olduğumuzu görüyoruz) bizim de bu blog'u neden açtığımızı bilmememiz sanırım hoş karşılanabilir. bu yüzden, ilk blog yazımızda, bu sorunun yanıtını bulamayacaksınız. yok, ama illa bir yanıt istiyorsanız, "halk bizi istiyordu", "böyle bir blog'un eksikliği açık bir şekilde hissediliyordu", "konuşursam yer yerinden oynar" der, susarım.

bu arada, benim bazı eski yazılarım için buraya tıklayın.