gerçek kesit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gerçek kesit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Mart 2012 Pazar

Evsiz, Heimatlos, SDF, Homeless


 
Zengin bir semtte, icini ordan burdan bulunmus eski yorgan, yastikla doldurdugu el arabasiyla dolasiyordu. Luks arabalarin yagmurlu havada yorganini islatmasina aldirmadan kendine yatacak yer ariyordu. Saat kulesinin cani, vapurun dudugu, tiklim tiklim dolu salondan gelen kahkaha ve muzik sesleri artik yatma vaktinin geldigini soyledi. El arabasini otobus duraginin tentesinin altina ozenle yerlestirdi, durakta bekleyen birkac kisiye selam verdi. Yastigini sokak lambalarinin en az aydinlattigi yere yerlestirdi, yorganin uzerindeki yapraklari silkti ve bir hamlede yataginin icine kuruluverdi. Ruyasinda buyuk bir kahvalti sofrasinda olmayi hayal etti ama bu hayalin heyecani uzun surmedi. Gozlerini actiginda el arabasini sarsarak kendisini uyandirmaya calisan, kisa boylu, sisman polisi gordu. Polisin kendisine soylediklerinin pek cogunu anlamadan, arabadan indi, yastigini ve yorganini duzeltip, sokak isiklarinin parlattigi islak kaldirimda yuruyerek kendisine yatacak yeni bir yer aramaya basladi.


Kalkti. Ruyasinda gordugu bu yabanci sehri tanimiyordu. Muhtemelen hic tanimayacakti da. Sokakta yagmur altinda uyumaya calisanlari uyandirma gorevi ustlenen birilerinin oldugu sehre neden gitmek istesindi ki?


Katedral cevresinin yaz kis durmayan ruzgari, terli alnina carpiyordu. Kazaginin yeniyle alnini sildi, yaninda kendisiyle birlikte yasayan kopeginin basini oksadi. Gitmek icin ayaga kalktiginda kopek etrafinda dolanmaya baslamisti bile ama bu karninin aciktiginin gostergesi degildi. Esyalarini toplarkan kosedeki kafede oturan arkadasini gordu. Kopegini kafenin karsisindaki insaatin iskelesine bagladi. Yorgan, yastik ve birkac sise sudan olusan yukunu kopegin yanina birakip, masaya oturdu. Masada duran biradan bir yudum aldi, sigarasini sarmaya basladi. Keyfi yerine gelmisti simdi gordugu kotu ruyadan sonra. Garson kadin kendisine buyuk bir bardak bira getirdikten sonra telefonu calmaya basladi. Yan masada oturan birkac genc kendisi hakkinda senaryolar uretmeye baslamisti bile telefonla konusurken. Telefondan sonra arkadasiyla bir sure daha konusup birlikte kalktilar.


Cantasini sirtina asti, kopeginin ipini bagli oldugu demirden kurtardi, arnavut kaldirimi sokaktan sola donerek gozden kaybolu.


                                                                                                                 
St. Patrick’s Day 2012... 



7 Nisan 2011 Perşembe

yoda hala



YODA HALA (kısa film, türkiye, 19??, dram)

tema: sistem eleştirisi.

konu:

vedat ve hale, birbirini seven iki yaşlıdır. içlerinden yalnızca hale'nin ailesi vardır. mutsuz bir evlilikleri ve asla görmedikleri çocukları olur. hale'nin ailesi çeşitli işlere burnunu sokar. olaylar gelişir.

yorum:

yoda hala rolündeki teyze, üzerinden ayrılamadığı koltuk, körü körüne bağlı olduğu fikirler ve başka insanların kaderini büyük ölçüde değiştirebilen kararlarıyla günümüzün politikacısını açık bi şekilde temsil ediyo. biz asla farkında olmasak bile hayatlarımızın aslında nasıl da "yoda hala"ların elinde olduğu çarpıcı bir şekilde ortaya konmuş. ayrıca bedduaya karşı olan bi insanın bi çırpıda ölüm emri verebilmesi de dincilerin iki yüzlülüklerine parmak basıyo.

aslında hiçbirimizin hayatta rollerini yeterince iyi oynayamadığı gerçeği, filmdeki kötü oyunculukla başarılı bir şekilde yüzümüze vurulmuş bu belki de sinema tarihinde bir ilk; ancak kuşkusuz dahice bir düşünce.

artık en alakasız savaş filminde bile bi şekilde kendine yer edinmeyi başaran "aşk" kavramıysa bu filmin akışı içinde de devamlı olarak gözümüzün içine sokuluyo. diğer açılardan beni oldukça tatmin etmiş olan yönetmenin bu popülerleşme çabası karşısında açıkçası hayalkırıklığına uğradım. hikaye biraz daha farklı kurgulanıp, "yoda hala" kavramına birazcık daha vurgu yapılabilirdi. yine de, bütünüyle değerlendirildiğinde, YODA HALA uzun yıllar klasikler arasında yerini almayı hak edecek cinsten bir eser. 10/10


dipnot: moroff'un facebook üzerinden yapıp da buraya taşımaya üşendiği işbu yorumu taşımış bulunmaktan zevk duyarım.