6 Nisan 2012 Cuma

retrospektif

"eeelüblülülüü... öyle bakarsın iştee... mal mal yürüyosuuun!" dedi kafasını servisin penceresinden çıkarıp ellerini kollarını sallayarak dikkatimi çekmeye çalışan küçük kız ve bu gün içinde aldığım en samimi iltifat oldu. "teşekkürler, o kadarını biliyorum, sen bırak onu bunu da bana derslerinden haber ver, türkçe yazılısını ne yaptın, namık hoca yine herkesi kırıp dökmüş, dökmek ne kelime, misal bana 45 vermiş, benden bahsediyoruz kızım, inanabiliyor musun? belagatim de oldukça iyidir halbuki, ama teoremde zayıfım herhal" diyecektim ki basıp gidiverdi servis. ben de, yüzümde bir gülümseme, devam ettim yoluma, ne yaparsın?

öğrencilik hayatınızın son dönemi hayatınızın geri kalanında sizi yeniden ilkokul, ortaokul, lise ya da üniversite yıllarına geri dönmek konulu düşler kurmaya değip değmeyeceği konusunda ikileme düşürebilecek kadar buhranlı bir şekilde geçtiyse, siz de bu gibi bir olayla karşılaştığınızda ortalama bir insanın kapılmaktan kendini alamayacağı geçmişi yad ediş dalgalarından sıyrılıp, onun yerine tüm öğrencilik günlerinize sövüp sayıyorsunuz.

şimdilik bu kadar.

Hiç yorum yok: