7 Temmuz 2008 Pazartesi

René Magritte

sürrealizmin pek de bilinmeyen ressamı magritte,
aslında çok daha iyileri olmasına rağmen bu resmini niye seçtim diye sorgularsak sanırım bi kaç resminde kullanmasından ötürü yeşil elmalı olanlardan en yeşil elmalısı ve pek sevdiğim bi hocamın derste slaytta gösterdiği sırada kime ait olduğunu bilen var mı diye sorduktan sonra o ana kadar kafam sıranın üstünde uyuklayan hatta uyuyan benim "rene magritte(yazıldığı gibi söleme denyoluğunu göstererekten) " diye gayet uykulu biçimde höykürmeme dayanan an ya da anım etkili oldu.İnternette rastgele resimlerine denk gelip kendisine bi tane bi tane daha diye bi sürü bi sürü resmine bakaraktan hayran oluvermiştim şahıslarına.Resimleri belli zeka pırıltıları çaktırıyordu çünkü öle işte.her ne kadar kullandığı soluk renklere karşı bi sempatim olmasa da.Belçikalıdır kendileri dipnot olarak geçelim modern sanat kavramının oluşumunda önemli yer tutan resme yazının girişini kendisinin "bu bir pipo değildir"yazını içeren pipoya benzeyen ama sadece resim olan tablosuyla gerçekleştirmiş olduğu var sayılır ya da harbiden öyledir diyelim.Bence biraz depresiftir pek sevemediğim renkler sanki öle demekte ama kendisi bu tarz resimlerine sanırım matisse gibi renklendirse aynı etkisi olur muydu?sanmam.Chirico'nun plastiğimsi eldivenli yunan heykeli başlı resminden çok etkilenip sürrealizm ile ilgilenmeye başlamıştır kendileri.yüksek sanat ilgisine sahip insanlar Dali'ye tapıp kendisini tanımayabilirler,sorun değildir fazla bilinmemesi sanırım sevmemde daha etkili popüler olana bok atmayı seviyor olabilirim belki tamam ama... ama işte pek de mühim değil öyle değil aslı bence.Sadece o çok beğenilenlerine göre daha etkisel bi ressam bildiklerim arasında beni en etkileyeni demeliyim sadece belki de.
bu ilk ciddi yazımı moroff a ithaf ederken resmin adının da yanılmıyorsam "the listening room" belirterek bitireyim şu işi.

Hiç yorum yok: