28 Temmuz 2011 Perşembe

bazen tesadüflerden korkmaya başlamalı mı ne?



yakın zamanda geçen tesadüfler no:1
"kırmızı, kişinin evde yalnız kaldığı akşama yakışanı içmesidir" düşüncesinden hareketle iş çıkışı ilk istikamet olarak tekeli belleyerekten, günlük rutin hâline gelen alışverişimi yaptıktan sonra evin yolunu tutup da oturursun bilgisayarın karşısına, yemek yapsam mı yapmasam mı tartışmasının ardından "yemek dediğin nedir ki, göbek yapıyor hem" diye kendimi ikna ettiğimi düşünürken aslında kendimi ikna edenin "alkolik ben" olduğunun farkına varmıştım. eve girer girmez kutuyu açıp içmeye başlamıştı bile ipne, "neyse madem açtık içelim bitirelim ilkini de ondan sonra bakarız yemek işine" demiştim.
hiç kimsenin karışmadığı gibi kana karışan kırmızı, yine her zaman yaptığını yapıp kontrolü tabii ki alkolik olan bana doğru sevk eyleme görevini büyük bir hızla yapmaktaydı, birincinin sonlarına doğru gelirken kafamın içinde dönüp duran "ya abi yemek ne ya bitireyim de ikiye geçeyim; arada yemek yersem, kafasını yaşayamam" söylemlerine çoktan tav olmuştum son kısmı da dipleyip, masaya koyduğum an, tekerleği çıkmak suretiyle sürekli piçlik yapan sandalyemin yine ipnelik peşinde koştuğunu sanıp bir küfür savurdum, ama gördüğüm kadarıyla sandalye ve tekerlek arasında herhangi bir ayrılık ufukta gözükmemekteydi, resmen "biz ayrılamayız" düeti yapmaktaydı pezevengin damatları, hasiktir lan kafam mı güzel oldu tek kırmızıdan diye düşünürken yok artık o kadar da olamaz demiştim ki "var olan ama duruşu olmayan"ı anmak ve "sen mi büyüksün kırmızı mı" şeklinde günlük takılmamı yapmak üzere kafamı yukarıya kaldırıp baktığımda tavandaki aydınlatma aparatının da sallandığının farkına varmıştım, "oa oa deprem oldu lan galiba" dedim, benden başka kimse olmadığı için bir tek ben duydum; bi otuz saniye panikledikten sonra olağan soğukkanlılığıma geri dönüp, "amaan en fazla nolur abi ölürüz işte" dedim, sanırım bu kısmı evde birisi olsa da duyamazdı, içimden söylemiş gibiydim çünkü. ilk kırmızının bitirilip masaya vurulduğu an deprem olması, bir uyarıydı belki de ama pek de umursamadım. "tesadüf abi yıeaaa" şeklinde "alkolik ben"in beni iknasıyla ikiye geçmiştim bile. sonra bunun üzerine pek de kafa yormadım - yazar burada yalanın dik âlâsını atmakta, kafa yormadıysan ne buraya yazıyosun ozman demezler mi adama- tamam lan kafa yormadım değil de umursamadım işte.

yakın zamanda geçen tesadüfler no:2
işbu klipleri hatırlayamayacak kadar eski zamanlarda izlenilmiş, hiçbir şekilde sözlerine dikkat etmediğim grup olan rhcp hakkında "etkilendiğimiz grupların ilk sıralarında joy division gelir" muadilinde bir açıklamalarına rastlayınca sözlere filan dikkat ederek kurcalamaya başlarım. işten dönülen -bu sefer kırmızısız- bu akşamda, otherside'ın klibine bakmak ister boşvernist kişisi, klibi iki tur izler, facebook feedlerini yenileyeyim derken klibin pek de rhcp dinlemeyen bir arkadaşı tarafından birkaç saniye önce paylaşılmış olduğunu görüp derin bir hassiktir çeker. "tesadüfler çok garip şeyler lan, keşke kırmızı da burada olaydı da şu tesadüfü göreydi ah ah" der ve de bir kahve daha yapmak üzere gider iken ağzının kenarına yerleştirdiği sigarayı yakıp odanın dağınıklığına anlamsız bakışlar atar.

Hiç yorum yok: