3 Temmuz 2011 Pazar

sahte bobby dunbar ve esrarengiz yaşamı

bobby ve anneciği



hikayemiz bundan tam 99 yıl önce, yani 1912 yılında başlıyor ve 2004'te de sonlanıyor.

bobby; dunbarların ilk çocuğuymuş. louisana'da doğmuş. 1912 ağustosunda, henüz dördündeyken bir gezi sırasında kaybolmuş.

zengin bir aileymiş şu dunbarlar, haliyle epey bir yankı uyandırmış bu olay zamanın amerikan basınında.

gelin görün ki, yapılan tüm aramalar ancak sekiz ay sonra sonuç vermiş. resmi merciler, louisana'ya komşu olan mississippi'de bobby dunbar'ın tanımına uyan bir çocuğu, william cantwell waters isimli bir tamirciyle birlikte bulmuşlar.

waters yakalanmış; dunbar ailesi de çocuğu teşhis etmek için mississippi'nin yolunu tutmuş. bu arada tututklumuz çocuğun aslen julia anderson isimli bir kadına ait olduğunu iddia edip durmuş. dakika başı "MASUMUM LAN BEN!" diye bağırıyormuş, ama nafile. dinlememiş tabi kimse. oh olsun. pis fakir. neyse, nerde kalmıştık? bir mississipi, iki mississippi, üç mississippi derken çıkagelmiş dunbargiller. anne dunbar çocuğun yaralarını falan incelemiş, poposuna şaplak atmış ve "evet" demiş, "bu benim çocuğum!" ama juliacağız da kalkıp gelmiş tabi, evladı sözkonusu, siz olsanız gitmez miydiniz yani

juliacağız william'dan da züğürtmüş. kendisini zor geçindiriyormuş, ondan william amcaya bırakmış çocuğu. bu ikisinin nereden tanıştığıysa başka bir hikayenin konusu; ama yoo, çocuk william'dan peydahlanmış değilmiş. sizin içiniz fesatmış

juliacığın bu açıklamasını tatminkar bulmayan ve üstüne üstlük bundan öncesinde hiç evlenmemiş olmasına karşın dünyaya iki çocuk daha getirdiğini öğrenip de sinire kesen jurimizin bardağını taşıran son damlaysa, kızcağızın birkaç bebek içinden bizimkini teşhis edememesi olmuş. william kodesi boylarken, julia da tüm itirazlarına rağmen zavallı yaşantısına bebeksiz bir geri dönüş yapmış.

dunbargillerse çocuklarının geri dönüşünün mutluluğunu o gece verdikleri çılgın yemekli baloyla kutlamış. hatta aşağıdaki fotoğraf da kendisinin eve dönüş gününden:

çocuğuna kavuştuğu için yüzünden düşen bin parça olan baba
hikaye bundan sonra enteresan bir hal alıyor. julia ve william'ın hayatları bambaşka yollara saparken, bobby diye büyütülüp eşek kadar olan adam ise evlenmiş, dört çocuk dünyaya getirmiş ve 1966 yılında hayata gözlerini yummuş, kulaklarını tıkamış, ağzını tıkamış... ölmüş işte. ölümünden yıllar sonra torunlarından birisi; margaret dunbar,  "hacı neymiş bu işin aslı astarı" diyip araştırmaya koyulmuş. ya da hacı dememiştir lan, hıristiyan bunlar. hem bi kadına hacı demek yakışmıyo...

fotoğraf şipşakçıda çekilmiş izlenimi veriyo
margaret teyze geleceğe umutla bakadursun, geçmişinin pek de parlak olmadığını DNA testinin sonuçları ele vermiş. kendisinin şanlı dunbar ailesiyle hiçbir genetik bağının olmadığı ortaya çıkmış... ve bu da tüm sülalede şok etkisi yaratmış. şimdi birbirleriyle konuşmuyorlar, krismıslarda bir araya gelip şükran günlerinde hindi kesmiyorlar, kilisede birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlarmış. aşkolsun margaret teyze, ne yuvalar yıktın sen

nehir gezisi sırasında kaybolan bobby dunbar'ın gerçek hikayesi (ya da gerçek bobby dunbar'ınki de denebilir) ise halen esrarını sürdürüyor.

bu kadar. saçma sapan hikayeler için bizi izlemeye devam edin. sürreal tavus kuşları'nın yepyeni bölümleriyle karşınızda olacağız! bu seriye neden sürreal tavus kuşları ismini verdiğimi inanın ki ben de bilmiyorum.

SON

ERLER FİLM

Hiç yorum yok: